"Düşündüm de, insan kendi yaşamının yağmurlarında ıslanma fırsatını kaçırmamalı." -Charles Bukowski-
29 Aralık 2018 Cumartesi
15 Aralık 2018 Cumartesi
Sırça Köşk'den...
2 Aralık 2018 Pazar
Kendim olmak istiyordum...
"Oysa benim kendi başıma kalmaktan başka bir isteğim yoktu, iki hafta boyunca kitap okumak, yürüyüşe çıkmak, hayal kurmak, rahatsız edilmeden uzun uzun okumak, iki hafta boyunca telefonsuz ve radyosuz yaşamak, konuşmak zorunda olmamak, bir anlamda rahatsız edilmeden kendim olmak istiyordum." -Stefan Zweig-
27 Ekim 2018 Cumartesi
Bir arayış içerisindeyim.
"Bir arayış içerisindeyim,
Yürüyorum,
Yol uzun belirsiz,
Yürüyorum ama hiçbir yere varamıyorum.
Neredeyim ben ?
Neydi aradığım ?
Kayboldum galiba... bir vakit sonra geri dönmeye karar verdim.
Ne olacak bu halim ?
Ben ne için buradayım ?
Kimim ben ?
Birden durgunlaştım.
Bu sorular bana gizli bir kapı araladı.
Açtım o kapıyı,
Bambaşka bir dünyaya ayak bastım,
Ve anladım... Yanlış şeyleri yanlış yerde arıyormuşum.
Beni Yaratan kendimi bulmamı istiyor.
Aradığım içimde gizli, onu bulmaya gidiyorum..."
-Zeynep Çayırlı-
Yürüyorum,
Yol uzun belirsiz,
Yürüyorum ama hiçbir yere varamıyorum.
Neredeyim ben ?
Neydi aradığım ?
Kayboldum galiba... bir vakit sonra geri dönmeye karar verdim.
Ne olacak bu halim ?
Ben ne için buradayım ?
Kimim ben ?
Birden durgunlaştım.
Bu sorular bana gizli bir kapı araladı.
Açtım o kapıyı,
Bambaşka bir dünyaya ayak bastım,
Ve anladım... Yanlış şeyleri yanlış yerde arıyormuşum.
Beni Yaratan kendimi bulmamı istiyor.
Aradığım içimde gizli, onu bulmaya gidiyorum..."
-Zeynep Çayırlı-
30 Eylül 2018 Pazar
Bir küçük HAMSİKÖY gezisi...
Karadeniz turunun ikinci gününde sütlacıyla meşhur Hamsiköy’e
gittim. Genelde ilk defa gideceğim
yerleri çoğu insan gibi önceden araştırırım. Hamsiköy’e de instagramdan bakmış,
insanların nerede nasıl fotoğraflar çektiklerine bir göz atmıştım. Fotoğrafların
güzelliğini görünce daha da heyecanlandım ama bir yerin havasını solumak, o yeri hissetmek fotoğraflarına bakmaktan çok daha güzel.
Fotoğraflarından anladığım kadarıyla Hamsiköy yeşilin bin bir
tonunu içinde barındıran tatlı mı tatlı minik bir köydü. Gidiş yolu ise dar ve virajlı olduğundan bir
hayli yorucuydu. Hatta yol öyle bir hal almaya başlamıştı ki umarım yiyeceğim
sütlaç bu yola değer demeye başladım. Ama ne olursa olsun yolda olmak güzeldi.
Bir nevi kendi içime de yaptığım bir yolculuktu. Sonuçta insan nereye giderse
gitsin kendinden bir adım öteye gidemiyor. Kulaklığımı taktım. İmera'nın hüzünlü
Karadeniz şarkıları eşliğinde yolu izlemeye koyuldum. Gördüğüm her manzara
karşısında daha da büyüleniyor, şaşkınlıkla karışık merakla etrafı izliyordum. Sanki
bulutlar yeryüzüne inmişti. Elimi camdan dışarıya uzatabilsem bulutlarla tokalaşacaktım. Otobüs
gökyüzüne doğru yol alıyordu. O an gerçekten de bulutların üzerinde uçabilmeyi
onlarla dans edebilmeyi çok istedim. Bu hayaller eşliğinde dışarıyı seyrederken
sonunda Hamsiköy tabelasını gördüm. Az kalmıştı.
Nihayet otobüsten inebildiğimde rengarenk kocaman bir
papağanla göz göze geldim. Kendisiyle biraz hasbihal ettikten ve verdiği
cevapLara bolca güldükten sonra yıllardır Hamsiköyde sütlaç işiyle uğraşan Osman
abinin sütlacını yemek için beklemeye koyuldum. Bu sırada hava da biraz
soğumuştu. Sütlacın tadı gerçekten lezzetliydi. Aslında buradaki sütlaçlar eskiden
saf manda sütüyle yapılıyormuş ancak günümüzde burada çok manda kalmadığından inek
sütüyle yapılmaya başlamış. Sütlacın ardından mis gibi dumanı tüten Karadeniz çayını da içtim artık etrafı
keşfedebilir, fotoğraf çekebilirdim. Oturduğum yerden kalktım ve biraz yürüdükten sonra başımı sağa
doğru çevirdim. Gördüğüm manzara inanılmazdı. Yaşadığımı ve ne kadar az
şükrettiğimi hissettirdi bana. Herşey nasıl da birer mucizeydi Yaradan nasıl da
güzel yaratmıştı. Ağaçlar bulutları misafirliğe kabul etmiş, karşılıklı sohbet
muhabbet eşliğinde çay içiyorlardı sanki. Bol bol fotoğraf çektim ve eşsiz
manzaranın tadını çıkardım. Derin bir nefes aldım ve gülümsedim. Keşke hep
yollarda olsam…
7 Eylül 2018 Cuma
Şükrü Erbaş'dan...
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi gör- meden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz dü- şünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tut- mak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
16 Ağustos 2018 Perşembe
9 Nisan 2018 Pazartesi
3 Ocak 2018 Çarşamba
Kalp kırmamaktır edep...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)