"Düşündüm de, insan kendi yaşamının yağmurlarında ıslanma fırsatını kaçırmamalı." -Charles Bukowski-

28 Şubat 2012 Salı

Gaëlle Boissonnard




Üzülmek Boş Yere...

Kendime kızdım bugün. Ne kadar boş şeyler uğruna üzüldüğüm birer birer geldi aklıma.Zaman zaman başıma üşüşen gereksiz yere beni üzen durumlara dur diyemediğimi fark ettim
Güya anı yaşamaya, gelecek için yaptığım planlar arasında boğulmamaya karar vermiştim. Nedense eyleme geçiremiyorum bu düşündüklerimi.
Hissizleşiyorum bazen. Ağlamak istiyorum ağlayamıyorum, gülmek istiyorum gülemiyorum. Kendimden çok şey beklediğim için mi bilemiyorum.Her yerde olmak isteyen ben her şeyi yapabilmek istiyorum aynı zamanda...
Hayatımda hala bir hedefin olmadığını veya yapmak istediklerimi yapabilecek cesareti kendimde bulamayışımı düşünüyorum zaman zaman. Dirençsiz oluyorum; pes ediyorum belki de yolun başında ama bir başlasam yapacaklarımın gerisinin çorap söküğü gibi geleceğini de biliyorum aslında.
Hayat, yaşamak çok güzel evet ama oldukça karışık ve sürekli oyunlar oynuyor bizlere...Ne olursa olsun yaşamaya devam ediyoruz etmek de zorundayız. Ayrıntılara takılıp boş ve saçma sapan konulara üzülmek de istemiyorum bu yüzden.Hayat rüzgarına karşı dimdik durabilmek istiyorum her zaman...
Bugün kendime kızmamın sebebi kendi güçsüzlüğüme ve boş şeylere üzülmem zaten. Çevremde olan birinin başına gelen felaketlere karşılık benim güçsüzlüğüm Onun başına gelenler ne kadar da üzücü, sarsızı, sınayıcı...Ben diyorum dayanabilir miydim ki bu kadar acıya ? Güçlü olabilir miydim? Üzüldüğüm, sıkıldığım konular ne kadar basitleşti gözümde. Kendime kızdım bugün evet insanlar neler yaşıyor, ne acılara dayanıyorlar ama ben yaşadığım hayatın güzelliğinin farkına varamıyorum zaman zaman. Bunun için yakınlarımın üzücü olaylar mı yaşaması gerekiyor. Hayatımızın kıymetini bilerek yaşasak dünyamız daha aydınlık olmaz mı ?

17 Şubat 2012 Cuma

Hint felsefesinin 4 kuralı...


KURAL 1: “Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur,... hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.”

KURAL 2: “Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”

KURAL 3: “İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.”

KURAL 4: “Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”

6 Şubat 2012 Pazartesi

Deniz Kabukları...

Küçükken beni en mutlu eden şeylerden birtanesi de evimizin bir köşesinde süs niyetine bulunan irili ufaklı deniz kabuklarının seslerini dinlemekti.
Nedendir bilmem ama büyükçe bir deniz kabuğunu kulağıma dayadığımda herkesten ve her şeyden soyutlanmış hissederdim kendimi ve bu bana sonsuz bir huzur hissi verirdi.
Gözlerimi kapatırdım ve sadece kulağımdaki sese odaklanırdım.O müthiş anda kendimi masmavi bir denizin kenarında bulurdum.Rüzgar eserdi ve mis gibi havayı içime çekerdim.Rüzgarla hayat bulurdum.Hava sıcak olsa da o kadar sert eserdi ki birazdan üşümeye başlardım ama yine de gözlerimi o engin sulardan alamazdım ve dalga sesleri bir ritim oluştururdu sanki yüreğimde...O küçücük yaşımda kendi dünyamda kurduğum hayallerimdi bunlar...
Şimdi nerede o deniz kabukları bilmiyorum.Muhtemelen taşınırken atılmışlardır ama onlara artık daha çok ihtiyacım var.Büyüdükçe daha çok huzur bulmaya; kendimi bir dakikalığına da olsa o hayalin ve o sesin derinliklerine kaptırmaya ihtiyacım var.O andaki mutluluğu yakalamak gittikçe zorlaşıyor çünkü...!

5 Şubat 2012 Pazar