"Düşündüm de, insan kendi yaşamının yağmurlarında ıslanma fırsatını kaçırmamalı." -Charles Bukowski-

23 Nisan 2012 Pazartesi

Rilke 'den...

Yalvarırım sana...Kalbinde çözülmeden kalan her şey için sabırlı ol.Sorunların kendisini sevmeye çalış;kilitli odalar veya yabancı lisanlarda yazılmış kitaplar gibi.Cevapları şimdi arama.Şu anda cevaplar sana verilemez,çünkü sen henüz onlarla yaşayamazsın.Bu her şeyi yaşama meselesidir.Şu anda,soruyu yaşaman gerekiyor.Belki daha ileride,farkına bile varmadan,günün birinde kendini cevabı yaşarken bulacaksın.

14 Nisan 2012 Cumartesi

Büyüdükçe zorlaşıyor mu her şey?

Çoğumuz büyüdükçe daha mutsuz olmaya başladığımızı düşünüyoruz. Aslında dünya aynı dünya. Peki neden gittikçe böyle düşünmeye başlıyoruz?
Çocukluğumuzu düşünürsek eğer o zamanlar her şey oyunlar oynamaktan; okula,tatile, gezmelere gitmekten ibaretti. Daha insanların  kötülüklerinin, çıkar ilişkilerinin farkına varamamıştık o zamanlar...Hayat çok güzeldi, toz pembe idi. Savaşlar yoktu, boş yere ölen masum insanlar yoktu, çıkar ilişkileri, yolsuzluklar, adaletsizlikler, işkenceler yoktu. Aslında vardı ama biz bunların farkında değildik sadece.Hayat sanki hep böyle toz pembe gözükecekti gözümüze...
Ama yanılmaya başladık değil mi? Arkamızda bıraktığımız her yılımızda daha çok büyüdüğümüzü, olgunlaştığımızı fark ettik ve en önemlisi de dünyanın günlük güneşlik olmadığını anlamaya başladık. Aldığımız her yarada, gözlemlediğimiz her olayda tecrübe hanemizi genişletmeye başladık.
Kötülükler gün yüzüne çıkmaya başladı artık. Farkındalığımız arttı, olan bitene göz yummamayı öğrenmeye başladık zamanla...Hırslı , zengin, havalı, iyi niyetli , kötü niyetli her türden insan tanımaya başladık.Zaman zaman büyümekten korkmaya başladık, kötü şeyler yaşamaktan, görmekten...Mutsuzluğumuzun artmasından belki de...
Aslında biraz durup düşündüğümüzde hepimiz bir gün öleceğiz. Bu koşuşturmaca, bu hırs, bu bencillik, hep daha fazlasını isteme arzusu neden? Bu soruları sormayı unuttuk belki de kendimize...