"Düşündüm de, insan kendi yaşamının yağmurlarında ıslanma fırsatını kaçırmamalı." -Charles Bukowski-

10 Aralık 2013 Salı

Bukowski-Ekmek Arası

Üniversite yaşamı yumuşak ve gerçeklerden uzaktı. Dışarda, gerçek dünyada seni nelerin beklediğinden söz etmiyorlardı. Beynini teorilerle dolduruyor, kaldırımların ne kadar sert olduğunu söylemiyorlardı. Üniversite tahsili insanı sonsuza dek mahvedebilirdi. Kitaplar yumuşatıyordu insanı. Kitabını bırakıp sokağa çıktığında kitapların sana söz etmedikleri şeyler bilmek zorundaydın.

28 Kasım 2013 Perşembe

Yaşamın Ucuna Yolculuk...Tezer Özlü

Duygular, duygular, duygular. Bırak kentleri, bırak yapıların görkemini, yoksulluğunu, bırak yolları, istasyonları, insanları, yabancıları, sevdiklerini, çocukluğunu, ölen uzaklardaki insanlarını, bırak, bırak, bırak. İçinde seni kemiren seni bırak. Bak nerelere varıyor gökyüzü. Hangi zamanlara. Hangi sonsuzluğa. Git...

3 Kasım 2013 Pazar

tanrım tanrım, çok tuhaf bir dünyada yaşıyoruz,” dedi.“her şeyimiz var ama hiçbir şeyimiz yok.”bukowski

27 Ekim 2013 Pazar

...

kaç yol arkadaşı kaldı şimdi geriye
gençliğin ilk acılarını birlikte keşfettiğimiz
kaç yol arkadaşı?
sürüyerek götürdüğümüz dargın beraberlikleri saymazsak
ne kalıyor elimizde?
ölenler,terk edenler,bir de telefonları,
adresleri, kendileri değişenler

Murathan Mungan

25 Temmuz 2013 Perşembe

Görülmüş müdür bir insanın
bir başka insanın içinden geçenleri tıpatıp anladığı?

- Sabahattin Kudret Aksal / Gazoz Ağacı-

23 Haziran 2013 Pazar

Murathan Mungan'dan...


İnsanları hiç takmıyormuş gibi görünüp, çok takanlardanım. Okul hayatımda da böyleydim. Sınıflar her zaman çok kalabalık gelmiştir bana.


Mesleğimde yükseldiysem bu, mesleki hırslarımdan çok, birkaç kişinin bir arada çalıştığı bir mekandan bir an önce kurtulup ya az kişili ya da tamamen kendime ait bir odaya sahip olmak arzusu yüzündedir.

Spor salonlarını sık sık bırakmamın nedeni de, spor yapmaktan hoşlanmıyor oluşumdan değil, insanlara tahammül edemeyişimdendir. Ben insanlara tahammül edemeyen bir kadınım. Zaten kısıtlı olan sabır rezervasyonum yıllar içinde hepten tükendi. İnsanların çoğunu lüzumsuz buluyorum. Hem hayatta, hem sokakta çok yer işgal ediyorlar. Çok fazlalar. Nüfus en büyük derdim.

Hele şu İstanbul’da gereğinden fazla insan yaşıyor. Yaşamakla kalmıyor bir de üzerinize üzerinize geliyorlar.

25 Nisan 2013 Perşembe

Tutunamayanlar'dan...


“-Herkes geçer diyor.Geçer mi Olric? Herkes ne bilir acımı.Herkes ne bilsin acımızı.Yaşar gibi yapmaktan,özlemez gibi yapmaktan iyiymiş gibi yapmaktan..Nefes alıp onu içimde tutmaktan o nefeste boğulmaktan sıkıldım.Ki nefessizlikten değil nefesten boğulmaktır marifetimiz Olric.
-Evet efendimiz
-Bana katıldığını bilmek güzel.Arada ses vermen güzel.İçimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan...”

13 Mart 2013 Çarşamba

Charles Bukowski'den...

‎"Yaşasın yaşasın
lüks içinde yaşayabilirim
çünkü düş dolu ceplerim..."

"evren benim
boş bile olsa cüzdanım
çünkü düş dolu ceplerim..."

ya da:
"ne paramız kaldı bankada
ne de teşekkür edebileceğimiz bir dost
ne yapmalı ah,
ne yapmalı:
ışıkları söndürüp
uyumalı."

1 Mart 2013 Cuma

“Bütün iyi kitapların sonunda, bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda meltemi senden esen soluğu sende olan yeni bir başlangıç vardır”
Edip Cansever

Sohrap Sepehri'den...

Şemsiyeleri kapatmalı.
Yağmur altında yürümeli.
Düşünceleri, hatıraları yağmur altına getirmeli.
Şehir bütün halkıyla yağmur altına gitmeli.
Dostu yağmur altında görmeli.
Aşkı yağmur altında aramalı.
Yağmur altında bir kadınla sevişmeli.
Yağmur altında oyun oynamalı.
Yağmur altında yazmalı, konuşmalı, nilüfer dikmeli.
Yaşam sürekli ıslanmaktır.
Yaşam “şimdi” havuzunda suya girmektir.

Çıkaralım giysileri:
Suya bir adım var