"Düşündüm de, insan kendi yaşamının yağmurlarında ıslanma fırsatını kaçırmamalı." -Charles Bukowski-

27 Aralık 2011 Salı

Bir Gün Gerçekleşecekti...



Rüzgar ve Eylül yıllardır hayallerini kurdukları seyahatlerine çıkacaklardı. Günlerdir bu seyahat için hazırlanıyorlardı. Kanatlanıp uçma sırası onlara gelmişti sonunda. Yavaş yavaş her şey düzeliyordu hayatlarında. İstanbul'a taşınmışlar ve kendilerine yetecek kadar ufak ama bir o kadar da sevimli bir ev kiralamışlardı.
Rüzgar oldum olası dağınık yaşamayı sevdiği için odasında ne ararsanız bulurdunuz. Sanatçı ruhlu bir kişilik olduğu için de duvarlarında tablolar ve çektiği fotoğraflardan oluşan bir sergi açmıştı sanki. Renk cümbüşü hakimdi odasında.Eylül içinde çok derli toplu diyemesek te Rüzgar kadar da dağınık değildi en azından. Odasının duvarlarını en sevdiği renk olan maviye boyamıştı. Denizin ve gökyüzünün rengine...Duvarında asılı olan posterler, tablolar çok yer kaplamıyordu belki ama kitaplığı bir duvarını boydan boya kaplıyordu. Yani kısa süre içinde düzenlerini kurmuştu iki yakın dost. İkisi de iyi işlerde çalışıyor, diledikleri gibi, özgür, kendi hallerinde yaşayıp gidiyorlardı. Dostlukları yıllara dayanıyordu zaten. Üzüntülerini , sevinçlerini bu zamana kadar hep paylaşmışlar birbirlerinden gizli saklı hiçbir şeyleri olmamıştı hayatlarında. Nihayet biraz para biriktirebilmişlerdi ama bu rüzgar için pek kolay olmamıştı. Çünkü her ay neredeyse maaşının yarısını kıyafetlere harcıyordu.
Yıllardır hayalini kurdukları tatil planını yaptılar. Tüm Avrupayı dolaşacaklardı. Biletleri, çantaları, her şey hazırdı. Artık geriye sadece havaalanına gidip uçağa binmek kalmıştı. Uçakta koltuklarına yerleştiklerinde birbirlerine bakıp gülümsediler ama bir şey söylemediler. Çünkü apaçık ortadaydı her şey. Boş yere hayal kurmamışlardı. Arkadaşları zaman zaman dalga geçse de onlar hayal kurmaktan vazgeçmemişlerdi. Çünkü bir gün gerçekleşeceğini ikisi de biliyordu !...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder